İkinci haber yeni sayılır. Hikmet’ in 1940-1950 yılları arasında hapis yattığı Bursa Cezaevi’nde, Seyfettin Durmaz isimli bir hükümlünün portresini yaptığı ortaya çıktı bir iki ay önce.
1942 yılında yapılan ve Güney Özkılınç isimli kişinin araştırmalarıyla gün yüzüne çıkan bu tuval üzerine yağlıboya tablo, Sarı Seyfettin’in kızının evinde duruyormuş senelerdir.
“Memleketimden İnsan Manzaraları” isimli kitabında da bahsi geçen Sarı Seyfettin’e Nazım Hikmet’in, “Senin resmini yapacağım ve bu senin elinde ölümsüz bir eser olarak kalacak” dediği söyleniyor kızı ve torunları tarafından, her ne kadar bana inandırıcı gelmese de.
Nazım Hikmet’in diğer resim, portre vb. çalışmalarının bazılarına oğlu Memet Fuat tarafından hazırlanan sitesinden ulaşılabilir. Sarı Seyfettin’in kitapta bahsi geçtiği bölüm ise şöyle:
...
Eskişehirli arabacı Selim:
‘- Nafiledir Alaman’ın encamı’, diyordu,
‘nasıl olsa bir yerde devrilip kalacak.
Eli bıçaklı, vuran kıran adamın sonu
Ya köpek ölümüdür, ya pezevenklik
Yahut da mahalle bekçiliği’.
İtiraz etti Sarı Seyfettin
(Çerkez köyünün muhtarı):
‘- Bilemem Alamanları
Ama vurucu olan pezevenk olmaz’.
Arabacı Selim haykırdı adeta:
‘- Beter olur’.
…
* İkinci resim Radikal.com.tr’ den alıntıdır.
Bağlantılar:
- İlgili yazılar: 1
ben de nazım hikmet'in o kitabinı okudum ama sarı seyfettini hatırlayamadım şimdi o kadar çok karakter vardıki ama gerçek olabilir neden olmasın ki?
YanıtlaSil:) Sanırım olabilir.
YanıtlaSil