21 Temmuz, 2011

BELL - Chase No Face


  Gülmekten imtina eden, gülmeyi bilmeyen, ara sıra da anlamsız ve uzun uzun gülmeyen; “hayat ciddi bir müessese, şu an gülemem üzgünüm” diyerek kişiyi mutsuz eden, gideceği yere ana cadde üzerindeki kaldırımdan, kati adımlarla, kalçasını oynatmadan “ödevim, sınavım, işim, çocuğum, ülkem, dinim, itikadım…” diye diye ilerleyen, konuşurken vücudunun kıvrımlarının ayırdına varamadığınız, her an bir belanın onları bulduğunu, mutsuz olmak için bir sürü sebebin olduğunu düşünen, böyle sebeplerin olmaması durumunda da bunları yaratmaktan çekinmeyen, çokça köşeye sıkışınca da tanrıya sığınıp bu –var olmayan- zor günlerin geçeceğini düşünen insanlardan, onlara bir şekilde bağlanmadan önce kurtulabilirsek, ileride bir gün ağzınızdan en içten şekilde, ta ciğerlerinizin en ücra köşesinden gelen bir nefesle çıkacak olan öff’ten kaçınmış oluruz. O öff’ü hafife almayın; kısacık ömrümüzün boşa geçen yıllarının imzasıdır. Artık bunu ne anlayabiliriz, ne de itiraf edebiliriz.

 

 

.

18 Temmuz, 2011

Nazım Hikmet’in bilinmeyenleri #4 – İki Yeni Şiir, Bir Kayıt - Nazım ve Vera (Video)


Kayıt

  Ocak ayında, Yapı Kredi ile İş Bankası Kültür Yayınları ortaklığıyla gün yüzüne çıkarılan; Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun, Nazım Hikmet’in şiirlerini  (Amerika’dan getirttiği ses kayıt cihazı ile) onun sesinden banda kaydettiği Kendi Sesinden Şiirler’den, henüz yayımlanmadan önce bahsetmiştim.

  Bedri Rahmi’nin arşivinden Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’na teslim edilen bazı görüntüler ise, geçen ay televizyonlarda gösterildi. Nazım Hikmet, Vera Tulyakova ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun görüntülendiği kayıtta, Vera’nın ‘Saman Sarısı’ saçlarını ve  Nazım Hikmet’in Bedri Rahmi’ye sarılışı gözüküyor. Görüntülerin, Nazım Hikmet’in ölümünden bir yıl önce, 1962 yılında kaydedildiği biliniyor.

  Ben de, Paris’te kaydedilen ve Nazım Hikmet’in ilk kez renkli görüntülendiği bu kaydın videosunu Anadolu Ajans’ın sitesinden alarak, üzerindeki sesi silip sadece Nazım Hikmet’in kendi sesinden okuduğu Saman Sarısı şiirini ekleyerek, bu kayda televizyon yahut internette rast gelmeyenler ile paylaşmak istedim:

 

 

   Bağlantılar:

- Nazım Hikmet’in bilinmeyenleri #1 - Dört Güvercin

- Nazım Hikmet’in bilinmeyenleri #2 – Sarı Seyfettin

- Nazım Hikmet’in bilinmeyenleri #3 – İki Yeni Şiir, Bir Kayıt

.

15 Temmuz, 2011

Deniz


  Bu hafta sonu, –daha sonra size de bahsedeceğim- yeryüzünün en anlamlı ve mahzun yüzünü görmeden önce çekmiştim aşağıdaki fotoğrafları. Fotoğraf çekmeyi fazlaca sevmem ama Balıkesir’i severim; ben oralıyım.

  

    


   

[Flickr]

.

05 Temmuz, 2011

Nina'nın Yanıtları #3


(…) - (…)

  ERKEK:

Konuşurdum soluğum soluğunda:
     Yürürdüm kucaklayarak
Seni beşiğe konan çocuk gibi;
     Sıkardım pembeye çalan

Beyaz teninin altında mavi ve
     Kanla esrik gövdeni:
Haylaz, ayıp bir dille konuşurdum…
     Vay vay! –Biliyorsun ki…

Özsuyu kokardı ormanlarımız
     Ve güneş incecik bir
Altınla kaplardı onların yeşil,
     Lâl rengi düşlerini.

……………………………………………………

Akşam mı?.. Otlayan bir sürü gibi
     Oyalanarak inen
Beyaz patikayı, keçi yolunu
     Tutacağız yeniden;

Çevremizde yamuk elma ağaçları
     Ve mavi otlarıyla
Bahçeler ki emsalsiz ıtırları
     Yayılar dört bir yana!

Köye döneceğiz güneş batınca
     Kararırken ortalık;
Sonra bir süt kokusu yayılacak
     Akşamın havasına;

Sıcak gübreler usul soluklarla
     Ve fersiz ışınların
Altında ağaran büyük sırtlarla
     Dolu ahırın kokusu

Dört bir yanda, alacakaranlıkta;
     Saltanatlı bir inek
Attığı her fiyakalı adımla
     Salınıp pisleyecek…

---
Söyle tatlım, de bana, gideceğiz
     Değil mi? Ne hoş olacak
El ele, göğüs göğüse, ikimiz…

 

  KIZ:

-Peki, işim n’olacak?

 

                    Arthur Rimbaud
                Türkçesi: Erdoğan Alkan 
           Orijinali:
Les Réparties de Nina


  Bağlantılar:

- Nina’nın Yanıtları #1

- Nina’nın Yanıtları #2

.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Web Analytics