ERKEK:
Konuşurdum soluğum soluğunda:
Yürürdüm kucaklayarak
Seni beşiğe konan çocuk gibi;
Sıkardım pembeye çalanBeyaz teninin altında mavi ve
Kanla esrik gövdeni:
Haylaz, ayıp bir dille konuşurdum…
Vay vay! –Biliyorsun ki…Özsuyu kokardı ormanlarımız
Ve güneş incecik bir
Altınla kaplardı onların yeşil,
Lâl rengi düşlerini.……………………………………………………
Akşam mı?.. Otlayan bir sürü gibi
Oyalanarak inen
Beyaz patikayı, keçi yolunu
Tutacağız yeniden;Çevremizde yamuk elma ağaçları
Ve mavi otlarıyla
Bahçeler ki emsalsiz ıtırları
Yayılar dört bir yana!Köye döneceğiz güneş batınca
Kararırken ortalık;
Sonra bir süt kokusu yayılacak
Akşamın havasına;Sıcak gübreler usul soluklarla
Ve fersiz ışınların
Altında ağaran büyük sırtlarla
Dolu ahırın kokusuDört bir yanda, alacakaranlıkta;
Saltanatlı bir inek
Attığı her fiyakalı adımla
Salınıp pisleyecek…---
Söyle tatlım, de bana, gideceğiz
Değil mi? Ne hoş olacak
El ele, göğüs göğüse, ikimiz…
KIZ:
-Peki, işim n’olacak?
Arthur Rimbaud
Türkçesi: Erdoğan Alkan
Orijinali: Les Réparties de Nina
Bağlantılar:
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder