“Suç ve Ceza, David Zane Mairowitz tarafından cesurca ve canlı bir anlatımla uyarlandı. Ressam Alain Korkos tarafından çizilen bu tersine kurgulu katil-kim polisiyesi; kendisinden hiç kuşkulanılmayan katilin kendini ihbar etmesiyle sona erer. Ama ruhu selamete erebilecek mi?”
“(Wikipedia.en) David Zane Mairowitz (born 1943, New York), is a writer. He studied English Literature and Philosophy at Hunter College, New York, and Drama at the University of California, Berkeley.”
Haberdar olmayanlar için; NTV Yayınları, Çizgi Roman Dünya Klasikleri adı altında yayımladığı serinin dördüncü kitabı için Suç ve Ceza’yı seçti. (İlk kitap olarak Kafka’nın Dava’sını yayımlayan NTV’nin bu seride ne kadar istikrarlı seçimler yaptığını görmek için bundan önce yayımladığı –serinin üçüncü- kitabının ismine bakmak yeterli: Frankenstein. Fakat yukarıdaki çizimlerdeki yaratık değil Frankenstein, yanıldınız. Raskolnikov o; Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin romanı Suç ve Ceza’nın protagonisti Raskolnikov.)
Öncelikle görülüyor ki UC Berkeley’de drama eğitimi almak insanın ufkunu böylesine açıyor ve onu bu derecede vizyon sahibi yapıp cesur kılıyor. Yani, bin yılın romancısının eserlerinden birini alıp istediğiniz gibi zarar vererek adını Suç ve Ceza bile koyabiliyorsunuz. Sonra da insanlarının kitap okuma oranlarının –edebi değeri olan eserlerden bahsediyorum- sıfıra yakın olduğu bir ülkede, o ülkenin en popüler kurumlarından biri bu çalışmanızı yayımlıyor ve belki de daha önce Dostoyevski adını duymamış küçük çocuklar onunla bu şekilde tanışarak büyük bir hataya düşüyorlar, doğrusu düşürülüyorlar.
On iki yaşında bir çocuğun bu çizgi romanı okuduktan sonra Dostoyevski’nin asıl eserini okuduğunu düşünelim. Artık bu çocuğun zihninde başka bir Raskolnikov karakteri yaratması mümkün müdür? Yahut başka bir cinayet sahnesi?
Çizgi romanlarla ilgili bir takıntım yok tabii ki. Fakat çizgi romanın bir sanat dalı olması, her çizilenin de sanatsal olduğu sonucuna götürmez bizi. Zagor’u okuyan birinin, zihninde, çizimlerdeki gibi bir Zagor yaratmasında bir sakınca yoktur, çünkü Zagor odur. Orijinal ve özgündür.
Suç ve Ceza’nın bu halinin bir uyarlama olduğu belirtiliyor ve fakat tam da bu noktada insanlar yanıltılıyor. Bu çizgi roman için hazırlanan reklamlarda, kitabın aslı yerine bu hali okunduğunda, eserin özüne vakıf olacak kadar yeterli bir aktiviteyi gerçekleştirmiş gibi hissettiriliyor insana. Bu büyük bir saygısızlık.
Asıl sorun iki noktada yatıyor. Birincisi, –burada zannedildiği gibi- okumayı kolaylaştırmak, okunacak eserin muhtevasına müdahale ederek yapılmaz. Okumayı kolaylaştırmak dış etkenlerle ilgilidir, okunacak eserle ilgili değil. Eğer bunun başka bir eser ve sadece bir uyarlama olduğunu söyleyecekseniz, o zaman da bu çalışmanın Dostoyevski’nin romanıyla aynı adı taşımasının ahlaki olmadığını söylemek isterim. Aynı adı taşıması, telif haklarıyla ilgili bir sorun yaratmayabilir. Bu noktadaki sorun ceplerin dolmasıyla geçiştirilebilir. Ancak insanlık mirasına saygı göstermek açısından, bu çizgi romana Crime & Punishment adını verip üstüne de Dostoyevski’nin adını yerleştiremezsiniz. Yerleştirirseniz de bu kitabın eğlencelik olduğunu ve çocukların okumaması gerektiğini reklamlarında belirtmeniz gerekmektedir.
İkincisi ise, hem yazarın hem de bu kitabı bu ülkede yayımlayanların yaptıkları işi içlerine sindirebiliyor olmaları. İllüstrasyonların yaratıcısı Alain Korkos’a ise değinmek istemiyorum. Kötü bir şekilde değinilecek bir iş bile yok ortada.
Son sözüm bir ricadan ibaret. Eğer çocuklarınıza çizgi roman okutacaksanız Tommiks okutun, Suç ve Ceza değil. Hayal güçlerine pranga vurmaktan imtina edin.
.