02 Ocak, 2008

Dostoyevski'nin Mektupları


  Hatırlıyorum, lise yıllarımda Yahoo'nun 'Groups' hizmetinde 'Dostoyevski' isminde bir gruba üye olmuştum. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum. Sürekli işleyen bir grup değildi. Nadiren mesajlar gelirdi, çoğu da diş kovuğunu dolduracak şeyler değildi. Grup ile ilgili üç mesajı hatırlıyorum sadece. Yanlış hatırlamıyorsam bunlar da lise yıllarımda değil, grup ile uğraşmayı bıraktıktan sonra 'önemsiz posta' klasörüne gelen mesajlardan gelişigüzel gözüme çarpanlardandı.

   Birincisi Yeraltından Notlar'ın şimdi hatırlamadığım bir tiyatro salonunda sergilendiği haberi, ikincisi Atlas dergisinin bir sayısında "Dostoyevski'nin Rusya'sı " başlıklı bir yazı olduğu haberi, üçüncüsü de Dostoyevski'nin bazı kişilere gönderdiği söylenen mektuplarının bir internet sitesinde yayımlanması haberi.

   Biraz önce bu mektupların bir tanesini bilgisayarımda buldum ve tekrar okudum. Bahsedilen internet sitesi  "anlamak.com" . Bünyamin Ergün isimli kişi "Dostoyevski'yi tanımak" diye yazdığı bir yazının sonunda,otuz iki tane mektubun bağlantısını vermiş. Ergün yazının sonuna, " Öz eleştiri yapmam gerekirse bu tanıtım yazısının pek nitelikli bir yazı olmadığını kabul etmem gerekiyor" diye bir not düşmüş. Katılıyorum, vasat bir yazı. Belki de mektupları vermeyi kafasına koymuş ve Dostoyevski ile ilgili hiçbir açıklama yapmadan mektupları göndermenin tatsız tuzsuz olacağını düşünmüş ve kısa bir yazı yazmış da olabilir. Ancak mektuplar gerçekten dikkat çekici. Hepsini okuduğumu hatırlıyorum ilk gördüğümde. Otuz yıllık bir zaman dilimini kapsıyor mektuplar. Bir tanesini de çok beğenmiş olmalıyım ki o zamanlar, senelerdir bilgisayarımda duruyor.

   Yazının bağlantısını aşağıda vereceğim. Ancak ilk mektubun ilk paragrafını,bahsettiğim mektupların hakkında bir fikir vermek için yazmak istiyorum.

     ***
   
"Benim aziz ve iyi Babam,

    Oğlunun senden harçlık istemesi için sana başvurmasını bir fazlalık olarak kabul edebiliyor musun? Tanrı tanığım olsun ki, bu ne kişisel ihtiyaçlarım, ne de imkânsızlıkların sonucu. Herhangi bir şekilde seni nasıl soyabilirim? Onları sıkacağını bildiğim halde, kendi et ve kanıma bana bir iyilik etmelerini rica etmenin ne kadar buruk bir tadı var. Kendi kafam ve ellerim var. Özgür ve bağımsızım. Aslında senden bir kopek bile, istememem gerekir. Kendimi acı fakirliğime gömmem gerek. Ölüm yatağımdan bana destek olmanı istemekten utanmam gerek aslında. Olaylara bakacak olursan seni ancak gelecekle teselli edebilirim. Gelecek ki artık uzaklarda değil ve zaman seni gerçekleriyle ikna edecek."
  
***

 
  Dostoyevski'nin eserlerini hatmettikten sonra bahsettiğim mektupları okuyanlar için çok dikkat çekici noktalar var,onları bulmayı da okuyacak olanlara bırakayım. 

  Bağlantılar:

- Anlamak.com.

- Yazı ve mektuplar.
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Web Analytics