Sigur Ros şaheseri Við spilum endalaust’tan sonra La Blogotheque kaynaklı vereceğim diğer video Beirut’tan. Daha doğrusu, Zach Condon ve tayfasından. En az Sigur Ros performansı kadar güzel…
Nantes
Sigur Ros şaheseri Við spilum endalaust’tan sonra La Blogotheque kaynaklı vereceğim diğer video Beirut’tan. Daha doğrusu, Zach Condon ve tayfasından. En az Sigur Ros performansı kadar güzel…
Nantes
Çocukluğumda dinlediğim bir çok masalın altından çıkan “andersendenmasallar” ifadesindeki Andersen’in, sizin benim gibi kanlı canlı bir insan olduğunu oldukça sonraları öğrenmiştim. Bana göre Andersen arada dünyaya uğrayıp hikayeler anlatan bir yaşam formuydu ve o hikayeler kulaktan kulağa yayılır, sonunda da bana ulaşırdı. Nereden bilirdim en sevdiğim masal olan Kibritçi Kız’ın fotoğraftaki gibi koca burunlu ve komik bir adam tarafından yazıldığını.
İşte o Kibritçi Kız’ın 1902 yılında James Williamson tarafından çekilen harika bir uyarlaması aşağıdaki film, The Little Matchseller.
Bir yılbaşı gecesiydi. Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı. Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler, hızlı hızlı yürüyorlardı. Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir eğlence yerine gidiyordu… Devamı…
Bağlantılar:
Orijinali BBC Music dergisinin bu ayki kapağında yer alan soruya, Doğan Hızlan’ın dünkü yazısında rastladım: Who is music’s greatest prodigy?*
Bach, Beethoven, Şostakoviç şeklinde bir sıralama yapmaya başlamanıza gerek yok. Çünkü bahsi geçenler, çocuk dahiler. Ana haber bültenlerinden aşina olduğumuz klişe tabirle, harika çocuklar.
Doğan Hızlan ilk sırada Mozart’ın olacağını düşünmüş. Ancak “listede Mozart’ın adı bile yok”muş. (Sorunlu bir cümle.) Ben de ilk sırada Resul Balay’ı beklerdim ama umudumu kesmiyorum, listede her an değişiklikler olabilir.
Dergi elimde olmadığı için Hızlan’ın yazısı aracılığıyla alıntı yapacağım -Mozart’ın listede olup olmamasıyla ilgili- iki zıt yorumdan ilki, “Mitridate, re di Ponto” isimli operanın Mozart tarafından 14 yaşında bestelendiği ve bu yüzden listede Mozart’ın olması gerektiği yönünde. Hilary Finch tarafından yapılan bu yoruma kontra yorum ise Stephen Johnson’dan geliyor: “Genç Mozart’ın yazdığı hiçbir şey Mendelssohn’un Octet’iyle karşılaştırılamaz.”
Ayrıca bu manasız anketin sonuçları ise şöyle oluşmuş:
1- Felix Mendelssohn (1809 - 1847)
2- Franz Schubert (1797 - 1828)
3- Erich Korngold (1897 - 1957)
4- Alexander Glazunov (1865 - 1936)
5- Sergey Prokofyef (1891 - 1953)
6- Benjamin Britten (1913 - 1976)
7- Camille Saint - Saens (1835 - 1921)
8- William Crotch (1775 - 1847)
9- Franz Liszt (1811 - 1886)
10- Dimitri Şostakoviç (1906 - 1975)
BBC Music’in internet sitesindeki anketi kontrol ettiğimde, Mozart’ın listeye on birinci kişi olarak dahil olduğunu ve toplam “130 kişinin oy kullandığı bu kıyasıya yarışı” önde götürdüğünü gördüm. Ben de oyumu Şostakoviç lehine kullandım.
Şaka bir yana, The World’s Best-Selling Music Magazine** olmak için bu tip bayağı konuları işlemek gerekiyor sanırım. Müziğin dahi çocukları şeklinde bir yazı dizisi eğlenceli olabilirdi ancak seçilen kişilerin arasında sıralama yapmak kimin haddine düşer, bu konuda tereddütlerim var. Keşke dergi elimde olsaydı da Liszt ile Şostakoviç arasında kim nasıl bir ölçüm yapmış öğrenebilseydim. (Bir de Hızlan’ın yazısının birkaç alıntı ve sıralamadan oluştuğunu görünce şaşırdım. Biraz içi boş mu olmuş ne?)
* Müziğin en büyük dahisi kim?
** Dünyanın en çok satan müzik dergisi
.
Sol taraftaki formülü kullanarak “İnsani Gelişme Endeksini” rahatça hesaplayabilirsiniz. Ben üşenmem, her sene bu hesaplamayı yapıp sonuçları internet aracılığıyla kontrol ederim. Her sene İzlanda birinci, Sierra Leone de sonuncu çıkar. Ne yaptım ne ettim, şu Sierra Leone’yi bir üst sıraya çıkaramadım. Olmuyor, olmuyor. Bu kadar aptal insanın bir araya toplandığı bir ülke ne işittim, ne gördüm. Senin ülkenin her tarafından elmas fışkırsın, buna rağmen açlıktan kırıl, yıllarca tabancayla tüfekle birbirini öldür…
Çatışmada ölenler yine kendi davaları uğruna öldükleri için göz ardı edilebilir. Hem de iç savaş biteli oldukça zaman olmuş (7 yıl), eski bahisleri tekrar açmaya gerek yok. Ya elmas çıkarılan kuyulara düşüp boğulan çocuklara ne demeli? Sene olmuş 2009, Microsoft Project Natal diye bir şey çıkarmış. Bu çocuklar hala yürümesini öğrenememiş. Suya düşüp boğuluyorlar. Dönelim tekrar Sierra Leone halkının geneline. Vaktinde beyaz adam gelmiş senin ülkene ve “Sen adam mı öldüreceksin illa? Çıkar bakalım şu elmasları, ben de sana silah vereyim karşılığında” demiş. Madem adam öldürmekte kararlısınız, geri adım atmıyorsunuz, bundan iyi fırsat mı olur? Araziden iki taş çıkaracaksın, bunun karşılığında bir sürü silah ve neredeyse günlük 1 $ ‘a yaklaşan bir kazanç elde edeceksin. Böyle bir desteği de arkana alıp aynı zamanda dünyanın en sefil memleketini yaratmayı nasıl başardınız ahali? Bu aptallık Sierra Leone insanına özel mi yoksa Afrika’nın tümü mü böyle, işin içinden çıkamadım.
Kono bölgesinde çekilen fotoğrafta da görüldüğü gibi çok basit bir iş bu elmas avı. Azıcık eğilip elleri “su”ya sokmak yeterli. Elmaslar avcunuzun içine doluyor hemen. Böyle bir nimet Tanrı’nın insanoğluna bir lütfu değil de nedir? Bir de bu elmaslara Kanlı Elmas diyorlarmış zamanında. Hayatımda duyduğum en saçma laf. Birincisi bu elmasların gelirinin tümü savaşmak için kullanılmıyordu. İkincisi, insanlar bazen bu elmaslarla karınlarını bile doyurabiliyorlardı birkaç günlüğüne! Bir fani daha ne ister bu hayatta?
Bu kadar gergin olup üstüne bu yazıyı yazmaya koyulmamın sebebi ise, Vimeo’da rast geldiğim bir video. Açılan kuyulardan bazılarının kapatılarak tarıma elverişli alanlar haline getirilmeye başlandığından bahsediliyor bu videoda. Ne kadar ağır hakaretleri hak ediyor böyle organizasyonlara önayak olanlar değil mi? Belki şu ana kadar çıkarılamayan elmaslar var orada hala, nereden biliyorsunuz? Genç ve taze gelin adaylarının bazılarının parmaklarını süsleyecek, başlarını döndürecek elmaslar hala kuzu gibi yatıyorlar orada belki de? Pırlantasız mı kalsın yani bu tazeler siz çukura düşüyorsunuz, ölüyorsunuz diye?
Şu videoyu da verip bu yazıyı bitireyim, saçmalığı siz de görün. Bir de arada bir kadın çıkıp, “madencilik bittiğinde sular yüzünden çeşitli hastalıklar peyda olacak” mealinde bir şeyler zırvalıyor. O bölümü direkt geçebilirsiniz.
Life After Diamonds
Bağlantılar
- E-bay’de Elmas Yüzükler (%8’e varan indirimler)
- Just Mining
.
Mesih’in bestecisi George Frideric Handel’in ölümünün 250. yılında, BBC’nin konuyla ilgili röportajı: