"Şairlerin kralı" şeklinde bir başlık bayağı bir övgüden ibaret mi olurdu? Peki aynı başlığın Fransızca' sı neden aynı şeyi hissettirmiyor kişiye? Kelimelerin o dilde klişeler haline gelmesiyle ilgili bir konu muhtemelen. "Şairlerin kralı" ifadesi gerçekten yersiz duruyor.
Başlıkta bahsedilen kişi, Charles Baudelaire. İfadenin sahibi ise Arthur Rimbaud. Şiir benim hayatıma Baudelaire ile girdi, şiirden ayrılmak zorunda kaldığımda elimde Les Fleurs du Mal olacak.
Odama girebilen bir-iki kişinin görüp feyzalması için değil, kendim hiçbir zaman unutmayayım diye aşağıdaki tekstin çıktısını odamdaki ayna ve kapının arasına kıstırmıştım geçen sene, hala orada duruyor.
Sarhoş Olun
"Hep sarhoş olmalı. Her şey bunda; tek sorun bu.
Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken Zaman’ın korkunç ağırlığını duymamak için durmamacasına sarhoş olmalısınız.
Ama neyle?
Şarapla,
şiirle
ya da erdemle,
nasıl isterseniz.
Ama sarhoş olun.
Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üstünde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun; “Saat kaç?” deyin. Yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir yanıtı size: “Sarhoş olma saatidir! Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz.”
Paris Sıkıntısı - Charles Baudelaire
.